31 Aralık 2009 Perşembe

ben 19 umdaydım öldüğümde



Derdimi anlatamasam da,
yeri geldiğinde konuşabiliyorum..
Kulaklarım delik olmasına rağmen,
dinlediğim müziğide duyabiliyorum..
Ve şuan, ne yazdığımı bilmesemde.!
yazdığımı görüyorum..?
Nefes aldığımında farkındayım.!
Parmaklarım da şıkır şıkır çalışıyor..
Ayaklarım kımıldamasada, üşüdüğünü hissedebiliyorum..
Düşe kalka, yürüyebiliyorum,
ama yuvarlanıp gidemiyorum.!
Derin düşüncelere dalıp,
ıslak bir sünger gibi; su dibine çöküyorum..
Damarlarımda gezen şeyin ne olduğunu bilmiyorum..?
Bedenim bir ceset kadar soğuk olmasına rağmen..
Üşümüyorum.!?
Sadece kalbimin titrediğini hissediyorum..
Herşey normal gibi gözüksede,
anormal olduğumu biliyorum.!
Ters giden birşeyler var..!
Nedir acaba, düşünüyorum.?
İşte tüm bunları yazarken;
İmdat dostlar! bana ölüm geldi,
Ve şimdi, bi anlık gelen ilham perimden,
Son bir satır, isteyebilecek kadar yüzsüz olabiliyorum.!
“Korkmayın dostlar yaşıyorum..!”

ölene kadar da, yaşamak istiyorum..
fakat velakin yaşarken ölüyorum……alıntı

Bir şiir doğar bu aşktan... Bir şair ölür...



Bir şiir doğar bu aşktan... Bir şair ölür...



Akşamdır, özlemektir adın
Siyaha boyanır tüm yalnızlıklar
Gülüşün gelir aklıma zamansız
Saçlarıma pervasız dokunuşun
Öylesi yorulurum tenine
Bir sigara yakarım, sustuğum
Gözlerine…


Sabaha çıkmaz korkularım
Çeker vururum bakışlarını
Silerim tenimde kalan dokunuşlarını
Sensizliğe uzanır soğuk bedenim
Düşlerim senden arta kalan kül’dür
Savrulur dört bir yana yüreğim..


Bir kadın doğar içimde vakitsiz
Kimliksiz bir adam ölür….


…..


Akşamdır, sevmektir adın
Bir martı kanat çırpar gökyüzüne
Oltasına nasibini takar yaşlı balıkçı
Deniz kokar öfkesi vuran dalgaların
Sol omzuma değer bir yosmanın bakışı
İçimde müşteri kılıklı şehvetin
Meteliksiz kalışı…


Siren sesleri bölerken geceyi
Avuçlarında kış mevsimi ısıtan çocuk
Kovulur hayatın penceresinden
Ve hastane odasında yankılanır çığlık
Sebebi henüz ismi konmamış bir gül’dür
Hüzün başka mevsimleredir artık..


Bir çocuk doğar kolay, sancısız
Yarınsız bir çocuk ölür….


………


Akşamdır, sevişmektir adın
Sorguların can havli belasında
Zihnimi kurcalar dudakların
Ter içinde kalır yazdığım sözler
Yokluğuna küfrederim umarsız
Çokluğuna yeniktir öfkem
Kuralsız…


Oysa sensiz bir hayattır başladığım
Kavgalarım yengilerim yenilgilerim
Sensizdir onca yorgun sevişmelerim
Şimdi neden bir yanım eksik?
Yüreğimde cam kırığı bir kesik
Sessizce kanar, gömülür…


Bir şiir doğar bu aşk’tan
Bir şair ölür.......

jegırtın..

Umuda umutsuzluklar yükleme; zordur sevda sancıları ….


Umuda umutsuzluklar yükleme; zordur sevda sancıları ….
Kurşun yarası gibi değildir kesip dikip kapatamazsın bir solukta, şiş yarası gibidir bırakırsın ince ince sızılarla canını yakarak kapanır sevda yarası…
Her aydınlıkta bir karanlık, her karanlıkta bir aydınlık görürsün yürüdükçe her umutsuzluk bir umuda bağlar yoluna gün gelir üzüldüğüne üzülürsün…
Sanat gibidir sevda ilmek ilmek işlersin … her baktığında umutların yeşerir senden başka hiçbir bakan göz görmez gördüklerini işte sevdan sana özeldir.
Hiç yaşamamış olmakta vardır sevdayı yaşıyorsan eğer ve de yaşadıysan bilirsin her gül bahçesinde yürürken elin mutlaka dokunur bir dikene…
ayçiçeklerinin aşkı güneşedir, her güneş üzerlerine doğduğunda gece onları bıraktığını düşünmeden yinede uzatırlar başını güneşten yana …küsebilir mi güneşe bir karanlık için bilir yaşaması ona bağlıdır ve güneş yeniden doğacaktır..
sende küsemezsin hayata küssen de ne değişir ki okyanusta bir su damlasısın kim elini uzatabilir ki sana, kim seni senin kadar anlayabilir kim sarar yaralarını canını acıtmadan senden başka?
Eğer sadece evrense sonsuz olan her canlının bir başlangıcı bir sonu varsa her merhabanın bir vedası da vardır …
Kaç vedalar gelmiş gelmiştir kaç kere hayat gözümüzde bitmiştir her bittiği yerde bir eksikle yeniden başlarsın hayata kaldığın yerden
Her şey bahar tadında yaşanırsa kış ayazında bir sıcak çayın ne anlamı kalır ki?

jegırtın