22 Şubat 2010 Pazartesi

DÜŞ DEĞİLİM

aklı başında her insanın öksürdüğü ay ışığı rengindeki bu kan
elim
ayağım
sonra öpücüğüm oluyor soğuk beden taşıyıcısı şu kırık ayazda…

inadına bir telaşlı ayak izine düştüm şimdi
ellerimle araladığım şu nehrin sahibiyim
kıyısına birkaç çakıl taşı düşürmüştüm en son
üstünde kandan bir mavi öpücük olacaktı en küçüğünde
dudağıma düşen ay ışığındandır…

hassiktir diyorum ay ışığına
git başımdan
o yüzüme tükürüyor
ben onun yüzüne

alıp saklıyorum yüzümü
gözlerine düşmüş ihanet gölgesine
sen yinede ele ver beni…….

vermelisin…
çünkü düştüğümde bir yanına
mavi bir ay ışığı hançeri taşırım sol omzumda
hadi iki elinle bastır iyice
sarsılan çocukluğumdur ayağının altında…

masal
sol yumruğuma düşen sancıdır
hani yıldızlardan bir ülkeydi türkümüz
ve hınca hınç düşerdik annemizin dudağından meydanlara
aklını oynatırdın sen gözlerimdeki hınçtan…

aklımı oynatan masumiyetin kanayışıydı
anlamadın
anlamazsın ki...

anlamadığım
anlamadığın
belki bir mızaka çalan çocuğun fularıdır
her baktığımda oturup kaldırıma ağlarım…

kaldırımlara bıraktığım gençliğim senindir
ne olur onun seyrek sakalından kalmış gölgelerine dokun
gerisi mi
hiç işte...

bu son ölümdür bana
ne olur gözlerimi sen kapa...
bahti**

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder